Pazarlama Bölümü Sözel mi? Bilimsel Bir Bakışla Analiz Edelim
Bilimin hem insanı hem toplumu anlamakla ilgili yanını her zaman ilgi çekici bulmuşumdur. Pazarlama denilince de aklıma yalnızca “reklam” ya da “ürün satmak” değil, insan davranışlarını çözümleyen koca bir laboratuvar geliyor. Peki pazarlama bölümü gerçekten sözel midir, yoksa sayısal bir yönü de var mı? Gelin, bu konuyu bilimsel bir merakla birlikte inceleyelim.
Pazarlama Bölümünün Temeli: İnsan Davranışlarını Anlamak
Pazarlama bilimi, insanların neden belirli ürünleri tercih ettiğini, hangi mesajlara tepki verdiğini ve bir markaya nasıl sadık kaldığını anlamaya çalışır. Bu yönüyle psikoloji, sosyoloji ve iletişim bilimlerinden beslenir. Yani evet, pazarlamanın güçlü bir sözel temeli vardır — çünkü dil, duygu ve toplumsal etkileşim bu alanın merkezindedir.
Ancak burada durmamak gerekir. Modern pazarlama artık sadece “hikâye anlatma” sanatı değil, aynı zamanda “veri okuma” bilimidir. Özellikle dijital çağda pazarlamacılar, tüketici davranışlarını anlamak için büyük veri analitiği, istatistik ve yapay zekâ modellerinden yararlanıyor. Bu da pazarlamanın hem sözel hem sayısal yönleri olduğunu gösteriyor.
Bilimsel Olarak Pazarlama Nerede Konumlanıyor?
Akademik literatürde pazarlama, sosyal bilimlerin bir dalı olarak sınıflandırılır. Çünkü ana odağı “insan”dır. Fakat modern pazarlama programları, ekonomi, istatistik ve veri bilimi gibi disiplinlerle iç içe geçmiştir. Örneğin, American Marketing Association’ın yaptığı bir araştırmaya göre, günümüz pazarlama profesyonellerinin %68’i düzenli olarak veri analiz araçlarını kullanıyor. Yani artık iyi bir pazarlamacı hem analitik düşünebilmeli hem de iletişim becerilerini ustalıkla kullanabilmelidir.
Bu nedenle “pazarlama bölümü tamamen sözel” demek, bu bilimin yarısını görmezden gelmek olur. Pazarlama aslında disiplinler arası bir denge noktasıdır.
Sözel ve Sayısal Becerilerin Buluşma Noktası
Pazarlama eğitimi alan öğrenciler, hem insan ilişkilerini hem de veriyi anlamayı öğrenirler. Dersler arasında “Tüketici Davranışları”, “Pazarlama İletişimi” gibi sözel yönü ağır dersler bulunurken; “Pazarlama Araştırması”, “İstatistiksel Analiz” ve “Veri Tabanlı Stratejiler” gibi sayısal temelli dersler de yer alır. Bu denge, pazarlamayı özel kılar.
Bir örnek düşünelim: Bir marka kampanya yapmadan önce hedef kitlesini belirler, ardından hangi mesajın etkili olduğunu test eder. Bu süreçte hem analitik düşünme (sayısal yön) hem de duygusal empati (sözel yön) gerekir. Yani pazarlama, beyinle kalbin ortak çalıştığı bir alandır.
Bilimsel Araştırmalar Ne Diyor?
Oxford University’nin yaptığı bir araştırma, başarılı pazarlama uzmanlarının “çift yönlü düşünme” becerisine sahip olduğunu ortaya koyuyor. Yani bu kişiler hem veriye dayalı analizler yapabiliyor hem de soyut kavramları yaratıcı şekilde kullanabiliyor. Pazarlama böylece hem “rasyonel” hem de “duygusal” zekânın buluşma alanı haline geliyor.
Harvard Business Review ise pazarlamayı “insan davranışlarını bilimsel olarak anlamaya çalışan bir sanat dalı” olarak tanımlıyor. Bu tanım, pazarlamanın doğasını özetliyor: bilimsel temellere dayanan ama insan ruhuna dokunan bir disiplin.
Gelecekte Pazarlama Hangi Yönde Evrilecek?
Teknoloji ilerledikçe pazarlama giderek daha analitik hale geliyor. Yapay zekâ destekli tahmin sistemleri, tüketici verilerini analiz eden algoritmalar ve kişiselleştirilmiş reklamlar bunun göstergesi. Ancak insan faktörü her zaman merkezi bir rol oynayacak. Çünkü hiçbir veri, bir duygunun gücünü tam olarak ölçemez.
Bu nedenle geleceğin pazarlamacıları hem bilimsel düşünen hem de empati kurabilen bireyler olacak. Bir anlamda, geleceğin pazarlamacısı “bilim insanı kadar meraklı, sanatçı kadar yaratıcı” olmalı.
Peki Sizce Pazarlama Hangi Tarafa Daha Yakın?
Bu noktada top biraz da sizde. Sizce pazarlama sözel bir alan mı, yoksa sayısal beceriler olmadan eksik mi kalır? Belki de asıl güzelliği tam da bu dengenin içinde saklıdır. Çünkü pazarlama, insanı anlamakla başlar — ve insan ne sadece sayılardan ne de sadece kelimelerden ibarettir.
Belki de bu yüzden pazarlama, bilimin kalbinde ama insanın ruhuna en yakın duran mesleklerden biridir.