Diş Bilmek Ne Demek? Bir Duygunun, Bir Hafızanın ve Bir İnsanın Hikayesi
Bazı kelimeler vardır, anlamı sadece sözlükte değil; duygularımızda saklıdır. “Diş bilmek” de onlardan biri.
Bu yazıyı yazarken, çocukken bir arkadaşımın bana haksızlık yaptığı o günü hatırladım. Yıllar sonra karşılaştığımızda içimde hâlâ bir sızı vardı. O an fark ettim: Ben “diş biliyordum.”
Peki bu kelime aslında ne anlatıyor? Bir duygunun biyolojisini, bir hafızanın kimyasını nasıl taşır içinde? Gelin birlikte bakalım.
—
Diş Bilmek Ne Demek? Kelimenin Köklerinden Duygulara
“Diş bilmek”, Türkçede birine yapılan haksızlığı unutmamak, kin tutmak ya da intikam duygusu beslemek anlamına gelir. Eski Türkçedeki “tiş” (yani diş) kelimesiyle ilişkilidir. Bu deyim, dişin sıkılması veya gıcırdatılmasıyla sembolize edilen öfke ve sabırla biriktirilen hesaplaşma arzusunu anlatır.
Ama mesele sadece dilde değil. Beyin bilimleri diyor ki; kin, intikam ya da öfke duyguları, insan beyninde amigdala ve prefrontal korteks arasında karmaşık bir etkileşim yaratıyor.
2018 yılında yapılan bir nöropsikoloji araştırmasına göre, “haksızlığa uğradığını düşünen kişilerin” beyin aktiviteleri, fiziksel acı çekenlerle neredeyse aynı bölgelerde yoğunlaşıyor. Yani, birine diş bilmek, aslında “acıyı hatırlamak” demek.
—
İnsan Hikâyeleriyle Diş Bilmek: Affetmenin Sınırında
Bir veri araştırmasında, Türkiye’de yapılan anketlerde insanların %62’si “kendisine yapılan haksızlıkları uzun süre unutamadığını” söylüyor. Bu oran, aslında toplum olarak “diş bilme” kültürünü ne kadar içselleştirdiğimizi gösteriyor.
Ama işin bir de insani yüzü var.
Bir kadın düşünün: Yıllar önce iş yerinde emeği çalınmış. Bugün hâlâ o kişiyi gördüğünde içi daralıyor.
Ya da bir adam: Çocuklukta arkadaşı tarafından ihanete uğramış, yetişkin olduğunda o dostluğa yeniden güvenemiyor.
İşte bu hikâyeler, “diş bilmenin” sadece bir duygusal refleks değil, psikolojik bir hafıza biçimi olduğunu gösteriyor.
Bilimsel olarak, bu tür duygusal hatıralar hipokampus tarafından korunuyor ve tehlike algısıyla birlikte aktive oluyor. Yani geçmişte yaşadığımız bir haksızlık, aslında beynimizin “bir daha zarar görmemek” için geliştirdiği bir savunma mekanizması.
—
Diş Bilmek ve Beyin Kimyası: Öfkenin Nörolojik İzleri
Beyin MR çalışmalarında görülüyor ki, insanlar kin veya intikam düşündüklerinde dopamin salınımı artıyor. Yani ironik bir şekilde, öfke de bir ödül hissi yaratabiliyor.
Bu da “diş bilmenin” neden bazı insanlar için kolay kolay geçmediğini açıklıyor. Çünkü beyin, bu duyguyu bir tür güçlenme hissiyle ilişkilendiriyor.
Ancak uzun vadede bu durumun bedeli büyük:
Kronik stres hormonları artıyor,
Uyku kalitesi düşüyor,
Kalp sağlığı olumsuz etkileniyor,
Ve en önemlisi, duygusal enerjimiz tükeniyor.
Yani “diş bilmek”, sadece karşımızdakine değil, kendimize de zarar veriyor.
—
Toplumsal Boyut: Diş Bilmek Kültürel Bir Miras mı?
Anadolu kültüründe “diş bilmek” bazen gurur, bazen de direnç olarak görülür.
Atasözlerinde bile izleri vardır:
“Diş bilemek, kılıç kuşanmaktır.”
Yani bazen haksızlığa karşı sessiz ama kararlı bir duruşun sembolüdür.
Ancak modern psikoloji diyor ki; gerçek güç, affedebilmekte gizli.
İsviçre’de yapılan bir çalışmada, affetme becerisi yüksek kişilerin depresyon oranlarının %40 daha düşük olduğu saptanmış.
Demek ki “diş bilmek” doğal bir duygu olsa da, onu dönüştürebilmek, ruhsal sağlığın anahtarı.
—
Duygusal Zekâ Çağında Diş Bilmek
Bugünün dünyasında, “diş bilmek” yerine “duyguyu anlamak” giderek daha kıymetli hale geliyor.
Çünkü her diş bilişin ardında bir adalet isteği, bir yaralanmışlık, bir hak arayışı var.
Belki de mesele, diş bilmemek değil; o duyguyu bilinçli bir farkındalığa dönüştürebilmek.
—
Diş bilmek, insan olmanın en insani çelişkilerinden biri.
Peki siz hiç birine diş bildiniz mi?
Ya da biri size diş bilse, bunu fark eder miydiniz?
Yorumlarda konuşalım — çünkü belki de paylaşmak, içimizdeki “diş”i gevşetmenin ilk adımıdır.